29 Ekim 2020 Perşembe

29 Ekim Cumhuriyet Bayrami' miz kutlu olsun!

Bugun 29 Ekim 2020, Turkiye Cumhuriyeti' nin ilaninin 97. yil donumu. 97 yildir cesitli badireler atlatsa da sapasaglam yoluna devam eden bir cumhuriyet var bugun. Cilginliklarin cografyasinda vatandaslarini nispeten hayatta tutabilen bir rejimiz biz. Son 30 yilda komsularimizin yarisi savas gordu, yarisindan fazlasi sefalet icinde, cogu bir super gucun gudumu altinda, bir kismi ya isgalci, ya da isgal altinda. Terore alisik olmayan komsumuz yok gibi. Bu saydiklarimin bir kismi ulkemiz icin de gecerli, hangilerinin oldugunu soylersem ic siyaset yapmis olurum. Ben aksine 1920li yillarin dis siyasetine deginmek istiyorum bu kutlu gunde.

1920' lerde dunyanin patronu Britanya Imparatorlugu idi. Inanmayabilirsiniz ama dunyanin ceyregi tamamen Britanya kontrolunde idi. Kanada, Avusturalya-Papua Yeni Gine, Malezya, Hindistan-Pakistan-Banglades, Arap yarimadasi, Suriye-Irak-Kibris, Somali-Sudan-Kenya-Uganda-Tanzanya-Zimbabve-Namibya-Botsvana, Gana-Nijerya-Sierra Leone-Gambia, Karayipler-Bahama-Guyana ve Honduras ulkeleri tamamen Britanya Imparatorlugu kontrolundeydi. Bu kadar cok ulkeyi ve toplamda 500 milyonu asan bir nufusu kontrol etmek o zaman nufusu 50 milyon olan Britanya icin ne cok kolaydi, ne de cok zordu. Karsilastirmak adina Osmanli 1. Dunya Savasi' ndan once 18 milyon idi, cumhuriyet ilan edilene kadar olumler ve toprak kayiplariyla nufus 12 milyonun altina inmis idi. Hem Osmanli (veya Turkiye) hem de Britanya savastan cikmis oldugu icin bu konuda biri digerinden daha iyi konumda degildi. Yani uzun lafin kisasi Britanya her alanda Turkiye' den en az 3-5 kat ustun idi. 

Kurtulus Savasi aslinda eger cok zorlarsak Ankara Hukumeti-Britanya savasina indirgenebilir. Bazilarimiz buna Fransa' yi da katmak isteyebilir. 1. Dunya Savasi sona erdiginde, Britanyalilar-Italyanlar-Fransizlar-Amerikalilar bir araya gelip Osmanli topraklarini tamamen parcalamak ve Buyuk Ermenistan, Buyuk Yunanistan ve belki Kurdistan devletlerini kurma niyetindeydiler. Osmanli' nin kalan topraklarini ise boyun egmis bir uydu devlete cevirme niyetinde idiler. 

Bu gayenin onunde Ankara Hukumeti duruyordu. Sevr' i tam olarak uygulamaya koymak icin son direnis gucu olan Ankara Hukumeti' nin direnisini kirmak gerekiyordu. Sevr haritasina bakarsaniz Fransizlari (aslinda askerlerinin cogu Ermeni olan) guneyden kovan halkin ve kumandanlarin kahramanliklarini hatirlarsiniz. Kahraman olan Maras'i, Sanli olan Urfa' yi, Gazi olan Antep' i ve 3 Ali Pasa' yi gorursunuz (Ali Fuat Cebesoy, Ali Kilic, Ali Saip Ursavas). Bu bolge Fransa' nin dogrudan kontrol etmek istedigi bir bolge idi ve nihayet burada Kilikya Ermenileri devleti kurmak ve kontrol etmek istiyorlardi. Tabii ki size ozgurlugunuzu kim verirse onun sonsuza kadar dostu olursunuz, bu bakimdan Fransizlar basarisiz da olsalar Ermenistan-Fransa dostlugu asla bitmez ve bitmeyecek. Hatta bugunku Turkiye' nin Turk devletleri haricinde ebedi bir dostunun olmayisi, adeta Kurtulus Savasi' ni nasil tek basina verildiginin bir kaniti gibidir. 

Fransizlarin zone of influence (etki bolgesi, bir nevi muhtariyet bolgesi) dedikleri bolge Turkmenlerin ve Araplarin cogunluk ana unsuru oldugu Yahudi-Suryani-Kurt-Rum-Ermeni azinlikli karmakarisik bir bolge idi, bugun Turk Ordusu' nun Suriye sinirini korudugu bolge (Idlib-Kamisli hatti). Bu yuzden Fransizlar burada ne yapacaklarini bilmiyorlardi. Bu yuzden bu bolgedeki nihai hedefleri somurgecilikten baska bir sey olmasa gerek. Britanyalilar ise petrolun nerede oldugunu iyi bildiklerinden Irak ve Filistin bolgesini tamamen kontrolu altina almis ve o bolgeyi somurgesi yapmayi hedeflemisti, bunu Seyh Sait ayaklanmasi sayesinde basarabildiler de. O bolgede Musul-Kerkuk-Erbil-Suleymaniye bolgeleri haricinde Turk nufusu ciddi bir cogunluk olmadigindan Britanyalilarin isteklerini engelleme imkanimiz olmadi. Bu yuzden son 100 yildir bolgede butun petrolu BP cikarir, o zamanlar Seyh Sait yuzunden alamadigimiz Musul-Kerkuk-Suleymaniye-Erbil bolgesi, Irak' in geri kalani ile birlikte bugun Ingiltere' nin zenginliginin ana kaynaklarindan biridir. En azindan bir kismi bizim olmasi gereken petrolu bugun hala Ingiltere cikariyor, isletiyor ve kazaniyor. 

Bolseviklerin ideolojik genislemeci politikasindan korkan doyumsuz Ingiltere, savas oncesinde Ruslara verilen Istanbul' u, Canakkale' yi ve Istanbul' a giden deniz rotasi olan Bati Anadolu kentlerini kendileri tek basina kontrol etmek istedi. Istanbul ve Bati Anadolu' yu sindirmek kolay olmadigindan Ingilizler savasta uydu devlet olarak Yunanlari kullanmayi ve topraklarin bir kismini onlara vermeyi en basindan beri planlamislardi, Megali Idea da buna cok uygundu. Kurtulus Savasi sonrasi isareti alan Yunanistan butun ordusunu Anadolu' ya yigdi, 250 bin civari Yunan askeri geldi ve yerlesti. 3.5 yil Anadolu' da ve Trakya' da isgalci olarak kaldilar (15 Mayis 1919 - 11 Ekim 1922). Inonu Savaslarina kadar butun savaslari kazandilar, Inonu Yunanlarin bize karsi ilk yenilgileri idi ama Yunanlarin ilerleyisini durdurabilecek nitelikte degildi, milletimizin makus talihini yendigimizi gordugumuz ilk savas olmasina ragmen. Bu yuzden Inonu Savasi' ndan sonraki tum savaslari da kazandilar. Fakat o esnada bir sey oldu. Kendi isgalci kuvvetleri yenilen veya basarisiz olan Italya ve Fransa, aslan payini kapan Britanya tarafindan kandirildiklarini nihayet fark ettiler. Inonu Savaslari ilk kez, Ankara Hukumeti' nin kazanabilecegini Italya ve Fransa' ya gostermistir. Aslinda bu bakimdan genc Ismet Inonu, gercekten makus talihimizi yenmek adina ilk devasa adimi atan komutan olmustur. Italyanlar kendi maceralari sona erince onlari kandiran Britanyalilara bir kazik atmak amaciyla bize destek verdiler, Britanyalilari bolgede gormek istemeyen Bolseviklerle birlikte. Fransizlar tarafsiz kalarak Britanya' yi cezalandirmayi tercih ettiler. 

Fakat bu destegin etkileri hemen gorulmedi, ta ki 23 Agustos 1921' de baslayan Sakarya Meydan Muharebesi' ne kadar. Sakarya Savasi aslinda yolun sonu idi, Ankara hukumetinin sonu idi. Yunanlarin Ankara' ya kadar ilerlemesinin sebebi 250 bin askere ragmen direnisin bir turlu sindirilemiyor olusu, yerel halkin soz dinlemiyor olusu idi, Ankara Hukumeti' nin bu direnisi orgutlediginden emindiler. Buyuk Yunanistan' i kurmak icin Kemal' in kenti olan Ankara' yi fethetmek ve Ataturk' u yakalayip idam etmek gerekli idi. Bunun icin Haymana-Polatli cephelerinde 22 gun boyunca kanli catismalar oldu, binlerce askerimiz sehit oldu. Yunanlarin bir ucu Yunanistan' a uzanan silah-cephane ve gida takviye hatlari uzadikca uzadi ve nihayet 22 gunun sonunda yetersiz kaldi. Turk tarihindeki en kritik savasta Yunanlar Ankara' yi fethedemediler, Buyuk Millet Meclisi' ni dagitip Ataturk' u idam edemediler. Mucizevi sekilde geri cekilmek zorunda kalan Yunan Ordusu ilk kez tam anlamiyla durdu. Fevzi Cakmak ve Mustafa Kemal Pasalar ulkeyi ve milleti en cok ihtiyac duyulan noktada kurtarmislardi. Bu saatten sonra Yunanistan caresiz kaldi, ne ilerleyebiliyor ne de geri cekilmeyi iclerine sindirebiliyorlardi. Bu onlara zarar verdi, Britanyalilar da verdikleri yardimin yeterli oldugunu ve daha fazla yardim veremeyeceklerini ilan ettiler. Hatta sirf bu yuzden itilaf devletlerinin kontrol ettigi Istanbul' u isgal etmeyi bile dusundu Yunanlar. Bu esnada Italyanlar ve Fransizlar Ankara hukumeti ile anlasmalar imzalayarak Anadolu' dan sessizce cekilip gittiler, sadece Istanbul' da konuslanmaya devam ettiler. Butun bu olaylar karsisinda Ankara Hukumeti' ne ateskes teklif edildi. Ateskesin kabulu Bati Anadolu' da koskocaman bir Yunan hakimiyetinin kabulu ve mustahkem mevkilerin guclendirilmesi anlamina gelecegi icin Ankara Hukumeti bunu reddetti. Sonraki 6 ay nispeten sessiz gecti. Bu surecte Istanbul' da Mondros ateskesi sonrasi depolara kilitlenen silahlar parca parca kacirilmisti, Istanbul' u isgal eden Britanyalilarin ruhu duymamis, Italyan ve Fransizlar da yol kontrolleri esnasinda silahlari gormezden gelerek yardimci olmuslardi. 30 Agustos' a 40 gun kala savas karari alindi. Ataturk savas oncesi cepheyi iki kez ziyaret etti ve savas planlarini gozden gecirdi, stratejiyi diger komutanlarla tartisti. Cepheye cok yakin bolgede savastan 10 gun once bir futbol maci duzenledik ve bunu izleme bahanesiyle butun komutanlar cephenin yakinlarina gelmis oldular. Ataturk de sanki hic ilgisi yokmus gibi Ankara' da kalmaya devam etti. Hatta gazetelerde bir cay partisi verdigine yonelik sahte haberler yayinlattirdi, bu sayede savas hazirliklari Yunan Ordusu' nun burnunun dibinde buyuk bir gizlilik icinde yapilmis oldu. 

26 Agustos 1922 tarihinde Dumlupinar veya Baskumandan Meydan Savasi basladi. 29 Agustos' ta Yunanistan Anadolu Ordusu' nun 3. buyuk komutani Trikopis esir alindi, Yunan hukumeti sahada olup bitenden o kadar habersiz idi ki, Trikopis esir alindiktan sonra onu Hacianestis' in yerine Anadolu Ordusu' nun baskumandani olarak atadiklarini bildirmeye calistilar. Ertesi gun Yunan Ordusu tamamen dagitilmis ve savasma kabiliyeti tamamen ellerinden alinmisti. O gun 30 Agustos' tu. Ertesi gun Ataturk unlu emri vermisti, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz' dir. Ileri!" Bu emirle sonraki 10 gun icinde o zaman Akdeniz denen Adalar Denizi' ne (veya Ege Denizi) kadar dusman adeta bir "iti kovalar gibi" kovalandi (Burada verilmek istenen mesaj: Karabag Azerbaycan' dir!). 9 Eylul 1922' de nihayet Yunan taarruzu tamamen sona ermisti. 

Yunanistan Kralligi tamamen yenilmisti, yalnizca Trakya' da birkac tumen askeri kalmisti (birkac 10 bin). Bu sartlar altinda akilli bir insan ne yapar? Tabii ki ateskes imzalamaya calisir. Peki bir deli ne yapar? Istanbul' u isgalden kurtarmaya calisir. 

Biz deli oldugumuzu kanitlamak icin butun kuvvetlerimizi Canakkale-Bursa uzerinden Istanbul' a dogru hareket ettirme karari aldik. Mustafa Kemal Pasa Britanyalilarin "durun, yapmayin" sozlerini tamamiyle duymazdan geliyordu, "Ya Istanbul' u ve Meric nehrine kadar Trakya' yi geri verirsiniz, ya da catismak zorunda kaliriz." dedi. Agustos 26' da Istanbul' da kalacaklarindan %100 emin olan Britanyalilar, su anda korku icindeydiler, Turkiye' yi sayisiz kez topyekun savasla tehdit ettiler. Butun kolonilerine (dunya nufusunun ceyregi) asker yollamalarini emrettiler, Yeni Zelanda haricinde kimse kabul etmedi, savasmaktan bikmislardi. Savasin kapida oldugunu ve isin tatsizlasacagini goren Italyan ve Fransizlar Istanbul' u terk ettiler ve Ingilizler ile Turkleri yalniz baslarina biraktilar. Yunanlarin ordusu olmasina ragmen ne direnci ne de siyasi butunlugu kalmisti, o yuzden Trakya' da isterlerse yarim milyon Yunan askeri olsun, hicbir ise yaramazdi. Turk Ordusu Canakkale sinirinda idi, sehri kusatmak uzereydi. Britanya Imparatorlugu Hukumeti Basbakani Lloyd George ve 2. Dunya Savasi' nin kahramani Winston Churchill Turkiye' ye savas ilan edilmesi karari aldilar, kolonilerden olumsuz cevap geldigi gizlenmesine ragmen ayyuka cikinca Britanya meclisinde kargasa cikti, savas kararini bu sebeple meclisten geciremediler. 23 Eylul' de. yani cay partisinden sadece yaklasik 30 gun, Baskumandan Meydan Muharebesi' nin baslangicindan sadece 27 gun sonra Istanbul Turklerin olmus idi, pratik manada isgal sona ermis idi. Batililar buna Chanak Crisis (Canakkale Krizi) demislerdir. Nihayet 11 Ekim 1922' de Mudanya Ateskes Anlasmasi imzalandi. 8 gun sonra Lloyd George hukumeti bu krizden dolayi guven kaybina ugrayarak dustu, Lloyd George bir daha asla siyasete devam edemedi. Mudanya imzalanana kadar Yunanistan buyuk bir korku icindeydi, cunku ordusu paramparca ve istese Turk Ordusu Selanik' i geri alarak 1. Dunya Savasi' ni bir baska buyuk zaferle bitirebilirdi. Turkiye bunu yapmadi, bunu yapmamasini da Lozan Anlasmasi gorusmelerinde belki 200 kez dile getirdi. Yunanistan' in Ankara hukumeti tarafindan paramparca edilme tehdidi Lozan gorusmeleri boyunca Britanya temsilcisi Lord Curzon' u hep tedirgin etti. Gerizekali Britanyalilar Lozan' a bas temsilci olarak, Sevr Anlasmasi' ni Osmanli devletine imzalattiran Lord Curzon' u tayin ederek Turkleri korkutabileceklerini ve Curzon sayesinde Britanya' nin prestijini masada geri kazanabilecegini zannettiler. Fakat bu oyun Britanya' da oynanmiyordu, Turk topraklarini koruyan Turk askeri, savas yorgunu Britanyalilari hazir kita olarak bekliyordu. Onlar kurt bir siyasetci gonderirken biz de muzaffer komutanlarimizi gondermistik, en basinda da ulkenin makus talihini yenen Ismet Pasa Hazretleri olmak uzere. Lozan gorusmeleri cok uzun ve cok cetrefilli gecti, hatta Turk delegasyonu kapilutasyonlar noktasinda toplantiyi terk edip Ankara' ya dondu. Ikinci Lozan gorusmeleri sonunda nihayet Turk tarafinin temel tezleri kabul edildi, kabul edilmeyenler de cozumsuz birakildi. Lozan 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalandi. 

Ataturk, Turk Ordusu ve Turk Milleti' nin elinden gelen buydu. Elimizden gelen Turk Milleti' nin tarih sahnesinden tamamen silinmesine karsi direnisi kurmak, duzenli orduyu olusturmak, isgali durdurmak, yedi duveli kovmak, kovulduklarini yedi duvele onaylatmak ve Turk bagimsizligini dunyaya duyurmak idi. Lozan imzalandiginda sonuncusu haric hepsi basarilmisti, iste sonuncusu 29 Ekim 1923 Cumhuriyet' in ilanidir. Turkiye Cumhuriyeti' nin kurulusu efsanevi bir gercekliktir, kan ve kahramanlikla yazilan bir gerceklik. Hepimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayrami kutlu olsun!  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder