Alem-i Cihan'daki copy-paste kültürü gelişedursun, insanlar internet sayesinde sahibi olamadıkları bir çok şeyi kolayca elde etmeye başladı. yazının içeriğinin eklemlerle alakalı olacağını düşünen var ise gerisini okumasın.
karanlık çağda bilinen ilk topluluklarda olduğu gibi güçlü olan güçsüze karşı üstün gelmeyi ve kalmayı arzulamıştır. güçsüzün yiyeceğini almak ve onu kendisine bağlamak bizim en eski çağlardan kalan bir özelliğimizdir. velakin, ilk uygarlıklar oluşmaya başladığında güçsüz çoğunluklar agoralarda (halk meclisi) seslerini çıkarmaya başlamış ve tarih boyunca uygulanan ilk ve tek demokrasi sisteminin şanslı bireyleri olmuşlardır. güçlü-güçsüz ayrımı kalkmış, gaddar diye bilinen Hammurabi'nin yapmış olduğu yasalarda olduğu (yanlış eğitim sistemi) gibi, hırsızlığı ve kanunsuzluğu lanetleyen yasalarla halk özgürleşmiş ve yalnızca kanunlara uymayanlar katledilmiştir.
Roma imparatorluğu, tarihin ilk imparatorluğu ve Lidyalılar parayı bulduktan sonraki ilk kapital yapılanmasıdır. yazıktır ki barış içinde yaşayan, bu en demokratik dünya halkları, dünyanın uygarlık barındıran topraklarının büyük çoğunluğunu fetheden Pers ve Roma imparatorluklarının bünyesinde eriyerek tükenmişlerdir.
ortaçağ'da Papalık, sonrasında yükselen krallıklar ve sonunda ulus devletleri; hep büyümek ve söz geçirmek amacıyla politika yapmışlardır. güçlü ve güçsüz ayrımı yeniden başlamış, halkın geneli fakirleşirken o günün konjönktürüne göre soylular ya da burjuvazi sınıfı zenginleşmiş ve sınıf ayrımı yaygınlaşmıştır.
büyük devletlerin, ekonominin her şeyin can damarı olduğunu keşfetmesi ile merkantalizm ve kolonizasyon(sömürgeleşme), nedense (?) aynı tarihlere rastlayıverir. işte bu sömürgecilik faaliyetleri, dünyadaki değerlerin (para ve diğer kaynaklar) belli büyük ülkelerde toplanmasını sağlamış. eskiden savaşla fethedilen topraklarda kontrol edilmesi zorunlu görünen ve elbet sorun çıkaracak halk da kaynaklarının sömürülmesiyle birlikte kendi kendilerine köleleşmişlerdir. afrika halklarının süper devletlere karşı koyacak kadar gelişememeleri, onları bulundukları konumdan dahi geriye itecek hale gelmiştir.
modern sömürgeciliğin anlamı ise süper güçlerin kurduğu süper bankalar ve şirketlerdır. bu iki kurum özellikle amerika'da büyümüş ve bir karadelik gibi hiç tükenmeyen ve gittikçe büyüyen bir para hortumunun başlıca aktörleri olmuşlardır. Zeistgeist filminde olduğu gibi bu kurumlar günümüzün gizli soyluları olmuşlar ve Corporatocracy (Şirket Hanedanlığı) adını almışlardır. halkların modern köleleşmesinde en büyük katkıyı, herkesin hayranı olduğu bir adam olan John D. Rockefeller sağlamıştır. dünyanın ilk petrol şirketini kuran bu adamın hanedanlığı, Amerika büyüdükçe büyümüş ve yüzyılı aşkın süredir en tepelerde yerini almaktadır.
(Devam Edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder